"Deprem psikolojisi", depremlerin bireyler ve toplum üzerindeki psikolojik etkilerini ifade eden bir kavramdır. Deprem, beklenmedik ve kontrol edilemeyen bir doğa olayı olduğu için insanlarda derin korku, kaygı, çaresizlik ve travma yaratabilir. Bu etkiler hem kısa vadeli hem de uzun vadeli olabilir.
İşte deprem psikolojisini anlamaya yardımcı olacak bazı başlıklar:
Deprem Sonrası Yaygın Psikolojik Tepkiler
Akut stres tepkisi: Olaydan hemen sonra görülen şok, donakalma, ağlama, uyuyamama, aşırı tetikte olma gibi tepkiler.
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): Olayın ardından haftalar ya da aylar geçmesine rağmen devam eden kabuslar, flashbackler, kaçınma davranışları.
Anksiyete ve panik ataklar
Depresyon: Umutsuzluk, içe kapanma, hayattan zevk alamama gibi belirtiler.
Suçluluk duygusu: “Ben kurtuldum ama onlar…” düşüncesiyle yaşanan hayatta kalma suçluluğu.
Özellikle Kimler Daha Fazla Etkilenir?
Çocuklar ve yaşlılar
Önceden psikolojik sorunlar yaşamış bireyler
Depremde yakınlarını kaybedenler
Fiziksel yaralanma geçirenler veya evini kaybedenler
Psikolojik Destek Süreçleri
Kriz müdahale ekipleri: İlk etapta olay yerine giden psikolog ve psikiyatristler.
Psikolojik ilk yardım: Kişiyi dinleme, temel ihtiyaçları karşılama, güvenliğini sağlama.
Terapi süreçleri: Bireysel terapi, grup terapisi, EMDR gibi travma odaklı teknikler.
Toplumsal destek: Komşuluk ilişkileri, dayanışma grupları da iyileşme sürecini destekler.
Başa Çıkma Yöntemleri
Rutine dönmek: Günlük yaşamın normale dönmesi iyileşmeyi destekler.
Duyguları bastırmamak: Korku, üzüntü, öfke gibi duyguların ifade edilmesine izin vermek.
Sosyal destek almak: Aile, arkadaşlar, profesyonellerle iletişimde olmak.
Bilgi edinmek: Bilinçli olmak, riskleri azaltmak kontrol hissini artırır.
Çocuklarda Deprem Psikolojisi
Çocuklar depremleri anlamakta zorlanır ve davranışsal değişiklikler gösterebilir:
Alt ıslatma, parmak emme
Anne babadan ayrılmak istememe
Kâbuslar, uyku sorunları
Sessizleşme ya da aşırı hareketlilik
Ailelerin sakin, sevgi dolu, güven veren bir tutum içinde olması çok önemlidir.
Deprem gibi travmatik olaylardan psikolojik olarak etkilenmemek mümkün olmasa da, zararları en aza indirmek için önceden alınabilecek bazı psikolojik önlemler vardır. Bunlar, kişinin ruhsal dayanıklılığını artırmaya ve kriz anlarında daha sağlıklı tepkiler vermesine yardımcı olur.
İşte deprem öncesi psikolojik olarak alınabilecek önlemler:
1. Psikolojik Farkındalık Geliştirme
Depremin psikolojik etkileri hakkında bilgi sahibi olmak kişiyi hazırlıklı kılar.
Deprem sonrası yaşanabilecek duyguların normal olduğunu bilmek, kaygıyı azaltır.
2. Aile ve Çevre ile İletişimi Güçlendirme
Kriz anında kime nasıl ulaşılacağı önceden planlanmalı.
Aile bireyleriyle açık bir iletişim kurulmalı, çocuklara yaşına uygun açıklamalar yapılmalı.
“Birlikteyiz, hazırlıklıyız” mesajı, güven hissini artırır.
3.Duygusal Dayanıklılığı Artırma (Psikolojik Sağlamlık)
Nefes egzersizleri, meditasyon, farkındalık (mindfulness) çalışmaları stresi yönetmede etkilidir.
Zorlayıcı durumlarda daha soğukkanlı olabilmeyi sağlar.
Duyguları tanıma ve ifade etme becerisi, kriz anında panik yerine çözüm odaklı kalmaya yardımcı olur.
4. Eğitim ve Tatbikatlarla Hazırlıklı Olmak
Bilinçli olmak ve tatbikatlara katılmak, kontrol hissi yaratır.
Panik yerine “Ben ne yapacağımı biliyorum” düşüncesi hâkim olur.
5. Profesyonel Destek Almaktan Çekinmemek
Önceden yüksek kaygı yaşayan ya da daha önce travma yaşamış bireyler için terapi çok faydalı olabilir.
Bir psikoloğa danışmak, ruhsal olarak dayanıklı bir “acil durum planı” oluşturmaya yardım eder.
6. “Psikolojik İlkyardım Çantası” Mantığıyla Hazırlıklı Olmak
Maddi hazırlık kadar manevi hazırlık da önemlidir. Bu çantada şunlar olabilir:
Ailenin birlikte olduğu bir fotoğraf
Moral verici küçük bir not veya dua
Çocuklar için sevdiği bir oyuncak
Rahatlatıcı müzik ya da meditasyon sesleri
Hazırlıklı olmak, korkuyu tamamen yok etmez ama baş etme gücünü artırır.